الخميس 19 جمادى الأول 1446 هـ الموافق 21 نوفمبر 2024 م
ترجمة بيان الهيئة ( رسالة هيئة الشام الإسلامية إلى إخوانهم المهاجرين السوريين والأنصار الأتراك ) باللغة التركية
الأحد 30 رمضان 1435 هـ الموافق 27 يوليو 2014 م
عدد الزيارات : 60987

 

 

Bu, İslami Şam Heyeti’nden Türkiye’deki Suriyeli Muhacirlere Ensarlık misyonu üstlenen

Türk kardeşlerine bir mektuptur.

 
Hamd Yüce Allah’a; salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e olsun.
Suriye Devrimi'nin başlamasından beri Türkiye, savunmasız durumda olan mazlum halkın yanında yer aldı. Gerek bölgede, gerekse milletlerarası arenada hep Suriye halkının haklarını savundu. Kendi topraklarına farklı çizgileri temsil eden aktivistlerin girmesine izin verdi. Onlara birçok kolaylıklar sağladı. 
Nusayri rejiminin varil bombaları ile yıkıma başlaması, insanları öldürüp işkencenin dozajını arttırması ile Suriye halkı, yüzlerini gidebilecekleri her yöne çevirdi. Komşu ülkelere kaçmaya başladılar. Tabi ki Türkiye’ye yapılan göç dalgası çok büyük oldu. Sınırındaki giriş kapılarını tereddütsüz mültecilere ardına kadar açan Türkiye, hükümeti, halkı ve kuruluşları ile kardeşlerini en cömert şekilde karşıladı. Barınmaları için devlet çadırlar kurdu. Gelen misafirleri korumak ve yaşamlarını kolaylaştırmak için binlerce kişiyi görevlendirdi. İkamet, çalışma ve eğitimleri için yeni kanunlar çıkarttı. Her tür yardımın Suriye içine girmesi için kolaylıklar sağladı. Böylece Suriye devrimi rahat nefes aldı.
Şimdiye kadar Türkiye’ye sayısı bir milyonu aşan mülteci giriş yaptı. Türkiye’nin değişik illerinde çadır kentlerde barınmaktadırlar. Buna rağmen Türkiye, kapılarının mültecilere her zaman açık olduğunu söylemektedir. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir açıklamasında, “Nasıl diyebiliriz, "Kapıları Suriyelilerin yüzüne kapatalım". Kardeşlerimizi ölüme terk etmek bize yakışır mı?” demişti. Türkler, bunca iyilikten sonra bunu ne başa kaktılar, ne de bizi minnet altında bırakıp eziyet verdiler. Her teşekkür ettiğimiz zaman da, "Bu bizim vazifemizdir. Sizler mülteci değil misafirlerimizsiniz. Sizler ve biz Muhacir ile Ensar gibiyiz" demektedirler.
Yüce bir duruş sergileyen Türkiye devleti, Suriyelilerin barınması ve rahat etmesi için iki milyar dolar ayırarak, çok büyük bir maddi külfetin altına girdi. Türkiye hükümeti, bu duruşuna karşılık gerek içte ve gerek uluslararası sahada şiddetli baskıya maruz kalmasına rağmen, Suriye halkının davasındaki haklılığına olan inancı, din bağı ve komşuluk hakkına gösterdiği vefadan dolayı bütün bu baskılara aldırmadan Suriye halkına ve devrimine desteğini sürdürmeye devam etmektedir.
Hal bu iken gel gör ki bazı Suriyeliler tarafından, ne dinimize ne ahlaka ne de gelenek ve göreneklerimize uymayan davranışlar sergilenmesi, hem devrime inanan Suriyelileri hem de Türk kardeşlerimizi derinden üzmektedir. Bu gibi davranışlar, Türk hükümetini sıkıntıya sokmakta, bütün Suriye halkını da töhmet altında bırakmaktadır. Sırf bu kötü davranışlarından dolayı bazı Türkler, kendi bölgelerinde yerleşen Suriyelileri bölgelerinden çıkardılar. Suriyelilerin Türkiye’den kovulmasını isteyen sesler çıkmaya başladı.
Biz yaptığımız bu açıklamadan sonra şu mesajları vermek istiyoruz:
1. ”İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmemiş olur.”(Hadis) İçinde bulunduğumuz bu zor günlerimizde yanımızda duran Türk devletine, hükümetine, halkına ve kuruluşlarına teşekkür ediyoruz. Rabbim memleketinizi bereketli kılsın, görünür görünmez bela, musibet ve fitnelerden korusun.
2. Suriyeli kardeşlerimize şu ayeti kerimeyi hatırlatmak istiyoruz: “Size selam verildiği zaman, ya en iyisiyle veya aynısıyla mukabelede bulunun.” Türk kardeşlerimiz kapılarını bize açarak, destek vererek en iyi bir şekilde selam verdiler. Bu selamın aynısıyla karşılık veremiyorsak, o zaman onlara dua edelim. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: “ Biri size bir iyilikte bulunursa, siz de aynı şekilde mukabelede bulununuz. Eğer bunu yapmaya gücünüz yetmiyorsa, ona dua ediniz ki yaptığı iyiliğin değerini bildiğinizi görsün. (Ebu Davud)
3. Suriyeli kardeşlerimize, müslümanlara kötülük yapıp eziyet edenleri dinimizin azapla uyardığını hatırlatmak istiyoruz. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “ Müslümanın Müslümana en büyük kötülüğü, daha önce herkesin istifadesine sunulan bir hayrın, bazılarının dilenmesi sebebiyle devam etmemesidir.” (Müslim) Yani dilenmesiyle insanları sıkıştırması ve onların da yardımları herkesten kesmeleridir. Eğer bu, şiddetli uyarıya sebep oluyorsa, peki davranışları ile kötülük yapanlara ne demeli? Yine Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem duasında, “Nefsimin şerrinden, Şeytanın şerrinden, bir kötülüğe düşmekten veya bir Müslümana kötülük yapmaktan sana sığınırım.” buyurmaktadır. (Tirmizi)
4. Zaman zaman meydana gelen isyan olaylarından dolayı, Türk yöneticiler zor durumda kalmaktadır. Bir gücün bu olayların arkasında olduğunu ve olayları körüklediğini bildirmek istiyoruz. Bundan dolayı Türk halkından olayları sükûnetle karşılamalarını ve kasıtlı çıkarılan bu olaylara itibar etmemelerini istirham ediyoruz. Suriyelilerin de uyanık olmaları gerekir. Her iki tarafta da bozguncuların var olduğunu bilmeleri gerekir. Bunları tezgahlayanların oyuncağı olmamalılar. Bizlerle Türk kardeşlerimiz arasında tutuşturmaya çalıştıkları fitne ateşinin  yakıtı olmayalım. 
5. Türkiye’de bulunan Suriyelilere yasalara uymalarını ve kanunları çiğnememelerini tavsiye ediyoruz. Haksızlığa uğradığınız zaman, kendiniz hakkınızı almaya kalkışmayın. Sorununuzu yetkililere iletin.
6. Türkiye’de yaşayan Suriyeliler, genel olarak herkesi, özel olarak Suriyelileri iyiliğe çağırıp kötülüklerden sakındırmalılar. Kuralları çiğneyen, kötülük yapan ve insanlara eziyet veren herkesi uyarıp nasihat etmeliler. Bunlar hem çirkin işlerdir hem de  Türkiye'de yaşayan masum Suriyelilerin kötü tanınmasına sebebiyet vermektedir. "İçinizden sadece zalimlere isabet etmeyen fitneden sakının." (Ayet) Suriyeli ailelerin de çocuklarının davranışlarını kontrol etmeleri gerekir. Onların pervasızca davranmalarına, taşkınlık yapmalarına  kayıtsız kalmamalılar. Yapacakları kötülüğün sonucunun nelere mal olacağını gençlere anlatmalılar. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, ”Hepiniz çobansınız, hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz” buyurmaktadır.
7. Suriyeliler, Türkiye’deki ikametlerini yarı kalan eğitimlerini tamamlamak, Kur’an ve fıkhi bilgilerini geliştirmek, daha önce bildikleri mesleği geliştirmek gibi uğraşılarla verimli hale getirebilirler. Türk halkının ilerlemiş teknolojik tecrübesinden yararlanabilirler.
8. Türkiye’de faaliyet gösteren Suriyeli kuruluşlara, Türkiye’de oturan Suriyelileri bilinçlendirme, zor geçim şartlarının üstesinden gelmelerine katkıda bulunma, Suriyelilerle Türkler arasındaki bağları güçlendirici etkinlikler düzenleme konularında daha çok gayret göstermeleri gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.
9. Değerli Türk halkından; sanayici, işveren, konut sahibi ve her kesimden istirham ediyoruz. Yanlarında çalışan Suriyeli kardeşlerinin ücretlerini ihmal etmesinler. Kira konusunda aşırı gitmesinler, onların içinde bulundukları zorlukları göz önünde bulundursunlar. Aksi halde onların kalplerini kırarlar ve yanlış muamelelerinden dolayı mahzun olurlar. Peygamberimizin şu hadisini hatırlatmak istiyoruz: ” Merhamet edenlere ancak, Rahman, rahmet eder.” (Ebu Davud ve Tirmizi)
 
Ey Suriyeliler! Allah’a dönüp, O’na tövbe edelim. Belalar, günahlardan dolayı başa gelir, ama tövbe ile kaldırılır. Gaflet içinde olmamız, hatalarımızda ısrar etmemiz, başımıza gelenlerden ders çıkarmamamız bize yakışmaz. Kardeşlerimiz öldürülürken, işkence çekerken, evleri başlarına varil bombaları ile yıkılırken oyun ve eğlenceye dalmamız bize yakışmaz. Çünkü çoğumuz memleketimizden bundan dolayı kaçtık. 
Allah, musibetlerden ders alıp Allah’a dönmeyenleri kınıyor: ”Senden önce gönderdiğimiz nice milletler vardı ki, onları sıkıntı ve çetin zorluklarla sınadık ki ders alsınlar. Bizim verdiğimiz sıkıntıdan ders çıkaracakları yerde kalpleri katılaştı. Şeytan yaptıkları kötülükleri onlara süslü gösterdi.”(El En’am 42-43).
 
Rabbimizden bizlere yakın bir zafer vermesini, en kısa zamanda memleketimize geri dönmemizi nasip etmesini dileriz. “Bizleri sözü dinleyip en güzeline uyanlardan etsin.” 
Amin…